Young
lady,
this
isn't
a
civil
case,
this
a
criminal
action.
|
Genç
bayan,
bu
sivil
bir
dava
değil,
ceza
davası.
|
Okay,
two
routine,
one
night
action,
three
immediate,
all
restricted
cases.
|
Tamam,
iki
rutin,
bir
gece
eylemi,
üçü
acil,
hepsi
de
gizli
davalar.
|
This
case
is
about
her
actions.
|
Bu
dava,
onun
yaptıklarıyla
ilgili.
|
It's
just
a
combined
legal
action.
|
Bu
sadece
müşterek
bir
dava.
|
The
Japanese
Consulate
has
demanded
action
|
Japon
Konsolosluğu
dava
talep
etti.
|
I
mean
there's
litigation
there's
legislation
there's
direct
action
there's
education
boycotts
social
investment
|
Yani
dava
açma
yolu
vardır
yasama
yolu
vardır
doğrudan
eylem
vardır
eğitim,
boykot
vardır
sosyal
yatırım
|
So,
Phil
and
Alice
created
their
own
class-action
lawsuit.
|
Yani,
Phil
ve
Alice
kendi
grup
davalarını
yarattı.
|
Well,
messy
class-action
lawsuit
about
a
year
ago.
|
Bir
yıl
önce
tartışmalı
bir
dava
olmuş.
|
Kael
Pepper
and
my
class
action.
|
Kael
Pepper
ve
benim
grup
davam.
|
It's
an
antitrust
action.
|
Bu
bir
tekel
karşıtı
dava.
|
Click to see more example sentences
|