A
little
child
is
even
better,
but
not
nearly
as
effective
as
the
right
kind
of
adult.
|
Küçük
bir
çocuk
olması
daha
iyidir,
ama
bu
da,
doğru
türden
bir
yetişkin
kadar
etkili
olmaz.
|
Son,
you
were
asked
a
question
by
an
adult,
okay?
|
Evlat,
bir
yetişkin
sana
bir
soru
sordu,
tamam
mı?
|
Alicia
and
I
are
trying
very
hard
to
act
like
adults.
|
Alicia
ve
ben
birer
yetişkin
gibi
davranmak
için
çok
uğraşıyoruz.
|
He
doesn't
realize
he's
an
adult,
a
man.
|
Bir
yetişkin,
bir
erkek
olduğunun
farkında
değil.
|
I
can't,
I'm
an
adult.
|
Alamam,
ben
bir
yetişkinim.
|
Besides,
you're
an
adult
now.
|
Hem
artık
yetişkin
birisin.
|
No
adult
there,
either.
|
Orada
da
hiç
yetişkin
yok.
|
Actually,
it's
an
adult
theatre.
|
Aslında,
yetişkinler
için
bir
sinema.
|
Be
an
adult,
okay?
Settle
this,
Gavin,
|
Yetişkin
ol
ve
hallet
bunu
Gavin,
|
And
we
also
have
Nelson's
Soak
'Ems,
adult
diapers
commercial.
|
Ayrıca
Nelson'ın
Soak
'Ems,
yetişkin
bezleri
reklamı
da.
|
Click to see more example sentences
|
Click to see 378 example sentences
|