English-Turkish translations for alone:
yalnızca, yalnız · tek · tek başına · sadece · yalnız başına · kimsesiz · ancak · sırf · other translations
alone | yalnızca, yalnız |
---|---|
You know what, right now, more than anything, I just need a quiet night alone. |
Ne var biliyor musun? Şu anda, her şeyden fazla ihtiyacım olan şey sessiz ve yalnız bir gece. |
This kid comes in alone, no family, trying to save his own life, |
Bu çocuk yalnız geldi, ailesi yok, kendi hayatını kurtarmaya çalışıyor. |
Korkuyor olmaktan daha kötü olan tek şey, yalnız başına korkuyor olmak. |
|
Click to see more example sentences | |
alone | tek |
---|---|
An old woman alone, a perfect target for a late-night robbery. |
Evde tek başına kalan yaşlı bir kadın. Gece soygunu için mükemmel bir hedef. |
Click to see more example sentences | |
alone | yalnız başına |
---|---|
Click to see more example sentences | |
alone | kimsesiz |
---|---|
Click to see more example sentences | |
alone | sırf |
---|---|