English-Turkish translations for back:
gerilemek, geri, geride, geriye · arkadaki, arkaya, arka, arkada · geri geri gitmek, geri gitmek · önce · almak · yine · sırt · eski · bek · uzak · arka taraf · geriye doğru · yardım etmek · arkasında olan · kıç · arka olmak · yedek · arka çıkmak · geçmişte · desteklemek · bel · destek olmak · kabul etmek · geriye sürmek · art · önceki · geriye doğru giden · belkemiği · arkaya doğru olan · eski dergi · tarafını tutmak · tekne · vazgeçmek · other translations
back | gerilemek, geri, geride, geriye |
---|---|
Yes, but I only go for a night or two at a time, and I always come back. |
Ben yalnızca bir ve ya iki gece için gidiyorum.. hem her zaman da geri geliyorum. |
Click to see more example sentences | |
back | arkadaki, arkaya, arka, arkada |
---|---|
Bu arka duvarın üzerinde büyük bir gökkuşağı tabelamız olabilir. |
|
If it wasn't a racial thing, why'd you do it behind his back? |
Eğer bu ırkçı bir olay değilse, neden bunu onun arkasından yaptın? |
Click to see more example sentences | |
back | geri geri gitmek, geri gitmek |
---|---|
Yes, but I only go for a night or two at a time, and I always come back. |
Ben yalnızca bir ve ya iki gece için gidiyorum.. hem her zaman da geri geliyorum. |
No, he came back and told me to "Smoke up, because he was leaving. |
Hayır, geri döndü ve bana dedi ki "Sigara iç, çünkü gidiyorum. |
Every night for two weeks, Veronica went further back in time. |
İki hafta boyunca her gece Veronica zamanda daha da geri gitti. |
Click to see more example sentences | |
back | yine |
---|---|
Bahse girerim, iki ya da üç yıl sonra, yasak emri yine çıkar. |
|
Click to see more example sentences | |
back | bek |
---|---|
Click to see more example sentences | |
back | uzak |
---|---|
Oh, good! Good work. Now go back out there and keep them away from here. |
Tanrım, iyi! iyi iş. şimdi dışarı çık ve onları buradan uzak tut. |
Click to see more example sentences | |
back | arka taraf |
---|---|
Click to see more example sentences | |
back | yardım etmek |
---|---|
Well, take Timmy away and come back and help me finish up, okay? |
Peki, Timmy'yi götür ve geri gelip bitirmeme yardım et, tamam mı? |
Click to see more example sentences | |
back | kıç |
---|---|
Click to see more example sentences | |
back | arka çıkmak |
---|---|
Tüm çıkışlar, asansörler, arka kapılar, yangın merdivenleri, tuvaletler |
|
Click to see more example sentences | |
back | destek olmak |
---|---|
Click to see more example sentences | |
back | kabul etmek |
---|---|
Tabi ki ordu seni kabul etmeyecek çünkü sen bir asker kaçağısın. |
|
Click to see more example sentences | |
back | geriye sürmek |
---|---|
Pelé'den Tostao'ya, Tostao topu sürüyor Pelé'ye geri paslıyor |
|
Click to see more example sentences |
back | art |
---|---|
Your boss's car is still here, And the back door was wide open. |
Patronunun arabası hâlâ burada ve arka kapı ardına kadar açıktı. |
Click to see more example sentences |
back | geriye doğru giden |
---|---|
Click to see more example sentences |
back | belkemiği |
---|---|
back | arkaya doğru olan |
---|---|
He's got direct access, highest levels, back door, no names, no records. |
O, doğrudan erişim var en üst düzeyde, arka kapı, isim, hayır kaydeder. |
back | eski dergi |
---|---|
Just some blood and hair samples Two fingerprints, And a back issue of a quilting magazine. |
Sadece biraz kan ve bir kaç tutam saç iki parmak izi ve "Yorgan" dergisinin eski sayıları. |
back | tarafını tutmak |
---|---|
back | tekne |
---|---|
back | vazgeçmek |
---|---|
We figured if latnok couldn'tfind him they couldn'tconvince him to come back. |
Eğer Latnok onu bulamazsa geri dönmeye ikna etmekten vazgeçer diye düşündük. |