Yeah,
double
duty,
chips,
booze,
whatever
you
need.
|
Evet,
çift
görev,
cips,
alem,
neye
ihtiyacın
varsa.
|
But
where
is
the
booze?
|
Ama
nerede
alem
var?
|
There
was
booze,
fornication,
there
was
music
|
Alem
vardı,
zina
vardı,
müzik
vardı
|
Booze
drunk,
clothes
removed.
|
İçki
alemi
elbiseler
çıkarılmış.
|
Allah
bangs
booze
every
day
|
Allah
her
gün
alem
yapıyor
|
Come
on,
Guv,
booze
time
a-wasting.
|
Hadi,
Şef,
alem
yapma
zamanı.
|
I
see
you're
mixin'
booze
with
your
downers
now,
huh?.
|
Ben
Artık
ajan
ile
mixin
'alem
görmek,
değil
mi?.
|
That
postwar
black
market
booze
|
Savaş
sonrası
karaborsa
alemi.
|
Campfires,
a
few
spliffs,
booze,
alfresco
sex.
|
Kamp
ateşleri,
biraz
ot,
içki
alemi,
alfresco
seksi.
|
Spliffs,
booze
and
alfresco
sex!
|
Ot,
içki
alemi,
alfresco
seksi.!
|
Click to see more example sentences
|