şamdan, şamdan. · mum, mumluk · other translations
There's a pickle maker and a candlestick maker.
Bir turşu dükkanı ve bir şamdan dükkanı var.
Lawyers, teachers, poets, doctors, Professional equestrians, amateur equestrians A butcher, a baker, a candlestick maker
Avukatlar, öğretmenler, şairler, doktorlar profesyonel biniciler, amatör biniciler kasap, fırıncı, şamdan yapımcısı
What a sensual candlestick.
Ne şehvetli bir şamdan.
Aren't these candlesticks mine?
Bu şamdanlar benim değil mi?
holding a candlestick.
bir şamdan tutarak.
These candlesticks gotta go.
Bu şamdanlar burdan gidecek.
Who kills himself with a candlestick, all right?
Kim kendisini bir mum tutacağı ile öldürür?
He said, "The darkest place is under the candlestick!
Dedi ki; "En karanlık yer, mumun dibidir.