Well,
your
dad
can't
make
it
because
he
has
a
real
job,
but
I
already
said
yes.
|
Baban
gidemez
çünkü
onun
gerçek
bir
işi
var
ama
ben
çoktan
evet
dedim
bile.
|
But
who
has
the
time?
|
Ama
kimin
zamanı
var
ki?
|
The
best
man
has
something
to
say.
|
En
iyi
adamın
söyleyecek
bir
şeyi
var.
|
Uh,
maybe
he
has
a
plan.
|
Belki
onun
bir
planı
vardır.
|
He
has
a
son
too.
|
Bir
de
oğlu
varmış.
|
This
girl
has
something.
|
Bu
kızda
bir
şeyler
var.
|
And
she
has
kids,
and
I'm
|
Çocukları
da
var
ve
ben
|
Every
story
has
an
end,
but
in
life,
every
ending
is
just
a
new
beginning.
|
Her
hikayenin
bir
sonu
vardır,
ama
gerçek
hayatta,
her
son
yeni
bir
başlangıç
demektir.
|
So
she
has
a
husband?
|
Yani
bir
kocası
var
mı?
|
So
she
has
a
kid.
|
Demek
bir
çocuğu
var.
|
Click to see more example sentences
|
Click to see 7335 example sentences
|