I'm
really
sorry.
and
you
you
broke
my
heart.
|
Gerçekten
çok
üzgünüm.
ama
sen
Sen
benim
kalbimi
kırdın.
|
She
broke
my
heart
and
I'm
sorry!
|
O
benim
kalbimi
kırdı
ve
üzgünüm!
|
I'm
sorry,
but
Jesus
has
my
heart.
|
Üzgünüm
ama
benim
kalbimi
İsa
çaldı.
|
My
heart
feels
like
your
sad
face.
|
Kalbim
senin
üzgün
yüzün
gibi
hissediyor.
|
I'm
so
sorry,
mr.
Swanson,
but
the
next
heart
will
be
phoebe'S.
|
Çok
üzgünüm
Bay
Swanson
fakat
bir
sonraki
kalp
Phoebe'nin
olacak.
|
I'm
so
sorry,
but
DeBrie
believes
in
me,
and
she
stopped
my
heart,
too.
|
Çok
üzgünüm
ama
DeBrie
bana
inanıyor.
Ve
benim
de
kalbimi
durdurdu.
|
Ai,
this
cake
must
be
called
"Sad
Broken
Heart".
|
Ai,
bu
pastanın
adı
"Üzgün
Kırık
Kalp"
olmalı.
|
I'm
really
sorry,
Mr
Kelleher,
but
most
heart
problems
are
hereditary.
|
Gerçekten
çok
üzgünüm,
Bay
Kelleher,
ama
bir
çok
kalp
hastalığı
kalıtsaldır.
|
You
gave
me
your
heart,
I
gave
you
gonorrhea,"or"
Thanks
for
the
blowjob
sorry
about
the
herpes.
|
Sen
bana
kalbini
verdin
ben
de
sana
bel
soğukluğu."Ya
da:"
Sakso
için
teşekkürler,
uçuk
için
üzgünüm.
|
Alack,
our
broken
hearts
are
so
sad.
|
Ah,
kırılan
kalplerimiz
o
kadar
üzgün
ki.
|
Click to see more example sentences
|