greifen | tutmak |
---|---|
Tutmak için, ellerini daha yükseğe kaldır Ve yıldızları yakala. |
|
Aber Nick Locarno hat sie im Griff. Er schweißt sie zusammen. |
greifen | almak |
---|---|
greifen | dokunmak |
---|---|
Die Symbole unseres Inselstaates zum Greifen nah, fast aufTuchfühlung |
Ada ulusumuzun en önemli simgeleri elimizle dokunacak kadar yakın |