Klingt
wie
eine
gute
Idee.
|
İyi
bir
fikir
gibi
duruyor.
|
Klingt
wie
ein
Horrorfilm,
oder?
|
Korku
filmi
gibi,
değil
mi?
|
Klingt
verlockend,
aber
ich
hab
andere
Pläne.
|
Cazip
bir
teklif
ama
başka
planlarım
var.
|
Klingt
für
mich
wie
eine
gute
Idee.
|
Bana
da
iyi
bir
fikirmiş
gibi
geldi.
|
Klingt
echt
übel,
aber
ich
verstehe
keine
Arschloch-Sprache.
|
Bu
kulağa
epey
kötü
geliyor
ama
götlerin
dilinden
anlamıyorum.
|
Nein,
nein,
nein,
ein
viel
süßerer
Klang.
|
Hayır,
hayır.
Çok
daha
tatlı
bir
ses.
|
Ich
würgte
eine
Klapperschlang,
bis
ihre
Klapper
schlapper
klang.
|
Bir
polis
patlatmam
lazım
çünkü
bana
Oaktown'daki
yerlerimi
vermiyordu.
|
Dann
brauchen
wir
diese
Klinge
|
O
halde
o
kılıca
ihtiyacımız
var.
|
Klingt
nach
einer
guten
Strategie.
|
Kulağa,
iyi
bir
strateji
gibi
geliyor.
|
Klingt
wichtig,
bedeutet
aber
rein
gar
nichts.
|
Kulağa
önemli
geliyor
ancak
hiçbir
anlamı
yok.
|