Aman
Tanrım,
aptalca
bir
şey
söylemek
üzeresin,
değil
mi?
|
Oh,
God,
you're
about
to
say
something
stupid,
aren't
you?
|
Ancak
çok
büyük
bir
hata
yapmak
üzeresin.
|
But
you're
about
to
make
a
very
big
mistake.
|
Çok
zengin
bir
genç
adam
olmak
üzeresin,
tamam
mı?
|
You're
about
to
be
a
very
rich
young
man,
okay?
|
Büyük
bir
hata
yapmak
üzeresin.
|
They
make
a
great
mistake.
|
Bugün,
Sen
tarihin
bir
parçası
olmak
üzeresin
|
Today,
you're
about
to
be
a
part
of
history.
|
Ya
da
ben
söylerim
çünkü
beni
de
öldürmek
üzeresin,
Jay.
|
Or
I
can
tell
him,
Because
you're
about
to
kill
me,
jay.
|
Seni
uyarıyorum.
Çok
büyük
bir
hata
yapmak
üzeresin,
Flynn.
|
I'm
warning
you,
you're
entering
a
big
error,
Flynn.
|
Çok
büyük
bir
hata
yapmak
üzeresin.
|
You're
entering
a
big
error,
Flynn.
|
Çünkü
her
şeyi
mahvetmek
üzeresin.
|
Because
you're
about
to
ruin
everything.
|
Onu
yok
etmek
üzeresin,
Neil.
|
You're
going
to
destroy
her,
Neil.
|