Amerika'nın
Batı'sı
iğrenç,
berbat,
pis,
tehlikeli
bir
yer.
|
The
American
West
is
a
disgusting,
awful,
dirty,
dangerous
place.
|
Bana
sorarsanız
Yoldaş
Kaptan,
bu
yaratık
Batı'nın
bir
silahı.
|
In
my
opinion,
Comrade
Captain,
this
creature
is
a
Western
weapon.
|
Batı
Avrupa'nın
üst
düzey
imalatlarında
birincil
tedarikçisi
ve
beş
yıldızlı
endüstriyel
makineleri
|
'Western
Europe's
premier
supplier
of
high-end
manufacturing
'and
five-star
industrial
machinery'
|
Dünya'nın
tek
güneşi
batıyordu
ve
Belediye
Başkanı
konuşmaya
başladı
|
Earth's
single
sun
was
setting,
and
the
Mayor
began
to
speak
|
Batı'nın
ünlü
halk
kahramanı?
|
The
famous
Western
folk
hero?
|
KOW'den
yayın
yapıyoruz,
K-O-W
diye
yazılıyor,
Evvet!
Uzak
Batı'nın
en
süslü,
en
gürültülü,
en
kıpırtılı
radyo
istasyonundan!
|
Transmittin'
from
KOW,
spelt
K-O-W,
uh-huh,
the
noisiest,
bounciest,
fanciest
radio
station
in
the
Far
West!
|
Evvet!
Uzak
Batı'nın
en
süslü,
en
gürültülü,
en
kıpırtılı
radyo
istasyonundan!
|
The
noisiest,
bounciest,
fanciest
radio
station
in
the
Far
West!
|
Mont
Blanc,
Batı
Avrupa'nın
en
yüksek
doruğudur.
|
Mont
Blanc
the
highest
peak
in
Western
Europe.
|
Beyrut-Paris
kuş
uçuşu
mesafesi,
Kuzey
güney
gerilimi,
Fransa'nın
hataları
ve
Batı
için
bakteriyolojik
tehditler.
|
The
Beirut-Paris
flight
symbolizes
North-South
tensions,
France's
errors
and
the
bacteriological
threat
to
the
West.
|
En
son
batı
Tisbury'de
görülmüş,
Martha'nın
civarında
|
Last
seen,
west
Tisbury,
Martha's
vineyard.
|