pressure · compression · other translations
Evet, bu bir basınç noktası anahtarı.
Yes, it's a pressure point key.
Uyarı. Basınç kritik seviyelere yükseliyor.
Warning, pressure rising to critical levels.
Basınç altında tutun.
Keep it under pressure.
Barni, çok fazla basınç var.
Barney, too much pressure.
Basınç plakası demek?
Pressure plates, huh?
Basınç buralarda bir yerlerde olmalı.
The pressure's in here somewhere.
Dim mak basınç noktaları, bir dövüş sanatı.
Dim mak pressure points, martial arts.
Tüm ikinci aşama tanklarına basınç verildi.
All second stage tanks pressurized.
Motor basınç oranı.
Engine pressure ratio.
Evet. Basınç sayacı var.
Yes, the pressure gauge.
Eski bir yangın söndürme tüpü, ideal bir basınçlı tüptür.
An old fire extinguisher makes an ideal compression chamber.
Geniş kapsamlı çalışma grupları için"değil ama" sadece basınç çalışma grupları" için.
Not "for comprehensive work teams."But" only for compressive work teams.
Şimdi, bu basınçlı havayla çalışır.
Now, this works with compressed air.
Jiroskopları var, basınçlı hava odacıkları, dengeleyici unsurlar var.
It's got gyroscopes, compressed air chambers, compensating
Hayır, E.Y.C bir elektromanyetik akı basınç dinamosudur.
No, the D.E.D.'s an electromagnetic flux compression generator.
Bunlar yüksek basınçlı bayılıtıcı tabancalar.
These are high-compression tranquilizer pistols.
Basınç ne durumda?
How's the compression?
Kazanan, Yüksek Basınç.
Won High Compression.
Küresel kaplama, patlama güçlerini içeri yöneltiyor ve içe doğru patlama aşırı basınç yaratıyor.
The encasement directs the explosive forces inward and the implosion creates extreme compression.