Hepsi
olacak,
belki
bugün
değil,
belki
yarın
da
değil
ama
birgün
olacak.
|
It's
all
gonna
be
here.
Maybe
not
today,
maybe
not
tomorrow,
but
it's
coming.
|
Ve
sonra
birgün
harika
bir
leydi
olacaksın.
|
And
then
one
day,
you'll
be
the
great
lady
|
Ve
belki
birgün
kardeşin
tüm
bunlar
için
sana
teşekkür
edecek.
|
And
maybe
someday
your
brother
will
thank
you
for
all
this.
|
Birgün
Ricky
de
bu
çiftliği
isteyecek
ve
ben
de
onun
burada
Ricky
için
olmasını
istiyorum.
|
Someday,
Ricky
here
is
gonna
want
this
farm
too
and
I
want
it
to
be
here
for
him.
|
Çocuklar,
bugün
bizim
için
çok
özel
birgün.
|
Kids,
it's
a
very
special
day
for
us.
|
Belki
birgün
ben
de
senin
için
bir
şey
yaparım.
|
Maybe
I
can
do
something
for
you
someday.
|
Bak,
herkes
birgün
ölecek,
küçük
adam.
|
Look,
everybody
gotta
die,
little
man.
|
Birgün
benim
sevgilim
olacaksın
güzel
küçük
kız.
|
You'll
be
my
girlfriend
someday,
beautiful
little
girl.
|
Birgün,
senden
bile
daha
iyi
bir
aşçı
olacağım!
|
And
someday,
I'll
be
an
even
better
cook
than
you!
|
Birgün
sen
ve
ben
beraber
olacağız.
|
Someday
we'll
be
together,
you
and
me.
|