Eğer
insanlar
sanatım
için
bana
para
vermek
isterse
bu
beni
profesyonel
bir
sanatçı
yapar.
|
If
people
want
to
give
me
money
for
my
art,
that
just
makes
me
a
professional
artist.
|
Bir
sanatçı
olduğum
için
çok
üzgünüm,
çünkü
para
ve
güç
size
göre
her
şey
demek.
|
I'm
sorry
for
being
an
artist,
since
money
and
power
mean
everything
to
you.
|
Ya
sen
bana
böyle
büyük
bir
sanatçı
olduğunu
neden
söylemedin?
|
And
why
didn't
you
tell
me
you
were
such
a
great
artist?
|
Herkes
büyük
bir
sanatçı
olmayabilir,
ama
büyük
bir
sanatçı
her
yerden
çıkabilir.
|
Not
everyone
can
become
a
great
artist,
but
a
great
artist
can
come
from
anywhere.
|
Mutlu
olmayı
hak
ediyor.
Bir
sanatçı
olarak,
bir
arkadaş,
bir
kız
çocuğu
olarak
|
She
deserves
to
be
happy
as
an
artist,
as
a
friend,
as
a
daughter.
|
Çok
yetenekli
bir
sanatçı
olduğunu
ve
bir
müzede
çalıştığını
söylediler,
değil
mi?
ve
bir
dul
olduğunuzu
|
That
you're
a
very
talented
artist
and
work
for
a
museum,
right?
And,
uh,
you're
a
widow.
|
O
zaman
henüz
bir
sanatçı
olmaman
iyi
bir
şey,
değil
mi?
|
Well,
it's
a
good
job
you're
not
an
artist
yet,
then,
isn't
it?
|
Hayatını
yetenekli,
hünerli
bir
sanatçı
olarak
yaşamak
Senin
için
kötü
bir
şey
değil.
Kötü
bir
şey
değil.
|
It
would
not
be
a
bad
thing
for
you
to
live
your
life
as
a
talented
and
skilled
artist.
|
Dinle,
Carlos
büyük
bir
sanatçı
ve
bu
ailenin
bir
dostu.
|
Listen,
Carlos
is
a
great
artist
And
a
friend
of
this
family
|
O
gerçek
bir
sanatçı
ve
ne
istediğini
biliyor.
|
He's
true
artist
and
he
knows
what
he
wants.
|