Çünkü
yarın,
herkes
her
istediğini
yapacak
ve
herkes
çok
mutlu
olacak!
|
Because
tomorrow,
everyone
will
have
everything...
.and
everyone
will
be
very
happy!
|
Dinle
yarın
ilk
olarak
sen
ve
ben
birlikte
bir
kaç
çocuk
ile
birlikte
|
Listen
first
thing
tomorrow,
you
and
I
will
get
together
with
a
couple
of
the
children
|
Hepsi
olacak,
belki
bugün
değil,
belki
yarın
da
değil
ama
birgün
olacak.
|
It's
all
gonna
be
here.
Maybe
not
today,
maybe
not
tomorrow,
but
it's
coming.
|
Tatlım
seni
seviyor
ve
anlıyorum
ama
yarın
benim
için
çok
önemli
bir
gün.
|
Honey,
I
love
you,
and
I
hear
you,
but
I
have
a
really
big
day
tomorrow.
|
Gidip
biraz
uyumaya
çalış,
söz
veriyorum
yarın
her
şey
daha
iyi
olacak,
tamam
mı?
|
Try
and
get
some
sleep,
and
I
promise
tomorrow,
everything's
gonna
be
a
lot
better,
all
right?
|
Dinle,
yarın
biraz
paraya
ihtiyacım
olacak
çünkü
sana
bir
şeyler
almak
istiyorum.
|
Listen.
Tomorrow,
I'm
gonna
need
some
money
because
I'd
like
to
buy
you
something.
|
Sonra
sana
ne
dediğini
söylerim
yarın
sabah
ilk
iş
olarak,
tamam
mı?
|
Then
I'll
tell
you
what
he
said
first
thing
tomorrow
morning,
okay?
|
Çünkü
bugün
kötü
bir
şey
olsa
bile
yarın
iyi
bir
şeyler
olabilir.
|
Because
even
if
something
bad
happens
today
something
good
might
happen
tomorrow.
|
Ama
bu
gece
değil,
yarın
gece
de
değil,
ondan
sonraki
gece
|
But
not
tonight,
not
tomorrow
night,
but
the
night
after
that.
|
Üzgünüm
ama
o
hâlhâlâ
ölü.
Ama
siz
yarın
gece
tekrar
kontrol
edin.
|
I'm
sorry,
she's
still
dead,
but
be
sure
and
check
back
tomorrow
night.
|