Yamaçlarda
yüzlerce
metre
genişlikte
derin
yarıklar
oluşuyor.
|
Ganze
Hanglagen
zeigen
Hunderte
Meter
breite
Einschnitte.
|
Hayır,
burada
dağ
yamacı
var
MG-istinat
noktası.
|
Nein,
hier
gibt's
doch
einen
Gebirgspass
MG-Stützpunkte
|
Kayak
denedim.
Çok
dik
bir
yamaçtan
bıraktılar
beni.
|
Beim
Skilaufen
wurde
ich
vom
Idiotenhügel
gejagt.
|
Ayrıca
ben
yamaç
paraşütçüsü
de
değilim,
yüksekten
korkarım.
|
Ich
bin
auch
kein
Klippenspringer.
Ich
hab
nämlich
Höhenangst.
|
Şu
yamaçta
bir
granit
çıkıntısı
var.
|
Unter
diesem
Kamm
ist
eine
solide
Granitader.
|
Gölün
sağ
tarafında
devrilen
bir
yamaç
var..
|
Umgekipptes
Glyptodon
in
der
rechten
Spur.
|
Bir
yamaç
gölü.
|
Ein
schräger
See!
|
Gece
Perileri,
sadece
Kuzey
Yamaçları'ndaki
mağaralarda
doğum
yaparlar.
|
Die
Irrlichter
gebären
nur
in
den
Grotten
der
nördlichen
Foothills.
|
Bu
yamaçta
çok
ağaç
var.
|
Dieser
Hang
ist
voller
Bäume.
|
Karla
kaplı
yamaçlar,
kayak.
|
Schneebedeckte
Hänge,
Ski
fahren,
|