Bu
plastik
parçası
tanınmayacak
kadar
zarar
görmüş.
|
Dieses
Stück
Plastik
ist
bis
zur
Unkenntlichkeit
zerstört.
|
Bu
da
demek
oluyor
ki
Dow
Chemical'ın
plastik
bölümünün
başı
artık
Tom
Schaeffer.
|
Also
ist
Tom
Schaeffer
jetzt
Leiter
der
Plastik-Abteilung
bei
Dow
Chemical.
|
İki
parça
tahta
ya
da
plastik
alırsın,
bir
de
bandaj.
|
Sie
nehmen
zwei
Holzlatten
oder
Plastik
und
eine
Bandage.
|
Metanol
plastik,
kontrplak,
boya,
patlayıcı
ve
kırışmayan
kumaş
yapımında
kullanılır.
|
Methanol
kann
zu
Plastik,
Sperrholz,
Farben
Sprengstoffe,
bügelfreie
Textilien
werden.
|
Minderleri,
plastiği
ve
tenteyi
ayır.
|
Sortier
Kissen,
Plastik
und
Planen.
|
Büyük
bir
plastik
mücevher.
Yeşil.
|
Ein
großer,
grüner
Juwel
aus
Plastik.
|
Markaların
plastik
ve
ince
olmasının
bir
sebebi
var.
|
Chips
sind
aus
gutem
Grund
dünn
und
aus
Plastik.
|
Plastik,
çelik
ve
gizli
bilgiler.
|
Plastik,
Stahl
und
Insiderinformationen.
|
Ne
tarz
bir
plastik
adamım?
|
Was
für
eine
Art
von
Plastik?
|
Bu
nedir,
plastik
mi?
|
Ist
die
aus
Plastik?
|
|
|